MİT’in eylül ayında Borsa İstanbul’da meydana gelen çöküşü Cumhurbaşkanlığı’na bildirdiği ve operasyon hazırlığı yaptığı iddia edildi. Seçim öncesi ortaya çıkabilecek bilgi belgeleri nedeniyle operasyonun Haziran sonrasına ertelendiği iddia edildi.
MİT’in hazırladığı raporda AK Partililerin isimlerinin geçtiği iddia edildi.
“İddiaya göre, hedef alınan gruplar soruşturmayı öğrenince siyasi bağlantılarını kullanarak muhaliflerini tasfiye aracına dönüştürmek istediler.”
“Ayrıca soruşturma konusuyla doğrudan ilgili olmayan ancak borsada yatırımları bulunan bazı iş adamlarının da bu soruşturma nedeniyle tehdit edildiği söyleniyor.”
“İddiaya göre manipülatör gruplar, borsada şimdilik yeni bir soyguna girişmemesi konusunda sert bir şekilde uyarıldı.”
“Operasyondan firar hazırlığı” iddiası
Operasyona katılanların kaçmaya hazırlandıklarını da belirtti. Halk TV Muharrir Barış Soydan, takasla ilgili operasyonun detaylarını şöyle yazdı:
Bankacılık hisseleri öncülüğünde yaz aylarında yaşanan yükseliş, Eylül ayında sert bir düşüşle sonuçlandı. Nabati’nin açıklamalarını üstü kapalı bir siyasi tercih beyanı, hatta bir tavsiye ve teminat olarak gören borsaya girenler için bu çöküş büyük bir hayal kırıklığı oldu. Neyse ki, bankacılık hisselerindeki keskin düşüş birkaç manipülatörün (!) işi oldu, on bir kişi tutuklandı, borsa patlaması kaldığı yerden devam etti.
Ama 2023 yılına borsada sert düşüşler ve devre kesicilerle girdik. Bu dalgalanma Ankara’da panik havası yarattı ve ekonomi yönetimi gidişata çözüm aramaya başladı. Yatırımcılar huzursuz, borsa ince bir buz tabakasının üzerinde…
İlginç bir şekilde kulisler, bu ince buzun üzerinde tepinip hesaplaşmaya giren grupların çabalarıyla dolup taşıyor. Bu, borsa kavgasına ilişkin sessiz bir soruşturmadan ve bir MIT raporundan konuşuyor.
Bazı tespit ve ihbarlar dikkate alınarak sonlu bir mahiyette başlayan soruşturmanın giderek şekil, içerik ve amaç değiştirdiği, borsada ortak hareket eden bazı kümelerin ve özellikle Kripto varlıklarla ilişkileri hedeftedir.
İddialara göre, hedef gruplar soruşturmayı öğrenince siyasi temaslarını kullanarak muhaliflerini tasfiye aracına dönüştürmek istediler. Siyasi çıkarları ve ekonomik güçleri ile bu soruşturmayı Ünsal Ban merkezli devam eden soruşturmayla birleştirmek ve bu amaçla belirledikleri kişileri o belgeye dahil etmek için büyük çaba sarf ettiler. Amaçları, ağırlıklı olarak casuslukla itham edilen Ban soruşturması sayesinde rakiplerini tasfiye etmek ve borsanın tek hakimi olmaktır.
Soruşturma bahisleriyle doğrudan ilgili olmayan ancak borsada yatırımları bulunan bazı iş adamlarının da bu soruşturma üzerinden tehdit edildiği söyleniyor.
Çatışma büyüyünce istihbarat birimleri konuya odaklandı. MİT’in borsada yaşananları Cumhurbaşkanlığına bildirdiği söyleniyor. Diğer bir tez ise Cumhurbaşkanlığı’nın geçtiğimiz Eylül ayında iflasla sonuçlanan bankacılık hisselerinin manipülasyonu ve buna bağlı tutuklamaların ardından MİT’ten borsa raporu talep ettiği yönünde.
İstihbarat servislerinin yaptığı araştırmada manipülatör kümelerin bazı AKP’lilerle ilgili olduğunun belirlendiği, Cumhurbaşkanlığına sunulan raporun da bu konuda bilgi içerdiği iddia ediliyor.
Ancak seçim öncesi piyasayı alt üst edeceği, bilgi ve belgelerin etrafa saçılacağı endişesiyle yapılacak bir operasyonun ertelendiği de belirtiliyor. İddialara göre manipülatör kümeler, borsada şimdilik yeni hamlelere girmemeleri konusunda sert bir şekilde uyarıldı.
Yürütülen soruşturmanın seçimden sonra hayata geçmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle bazı ünlü manipülatörlerin yurt dışına çıkmaya hazırlandıkları iddia ediliyor.
Ekonominin çıkmazdan, kriz durumundan çıkması ve Türkiye’nin refaha kavuşması için sermaye piyasalarının sağlıklı işlemesi şarttır. Bunun için ilk şart borsanın vurgun yeri olmaktan çıkıp gerçek kimliğine kavuşturulması ve vurguncuların tasfiye edilmesidir.
